6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (YTTK) 136. Madesinin (3) ve (4) no’lu fıkrası kapsamında birleşme, devrolunan şirketin malvarlığı karşılığında, bir değişim oranına göre devralan şirketin paylarının, devrolunan şirketin ortaklarınca kendiliğinden iktisap edilmesiyle gerçekleşir. Birleşmeyle devralan şirket devrolunan şirketin malvarlığını bir bütün halinde devralır.
Birleşmeyle, devrolunan şirket sona erer ve ticaret sicilinden silinir.
Şirketler Hukuku açısından oldukça önemli olan birleşme konusuna YTTK kapsamında yenilikler getirilmiştir. Bu yeniliklerden biri de sermaye şirketleri için hükme bağlanan kolaylaştırılmış şekilde birleşme prosedürü olmuştur. Aslında kanun koyucunun bu prosedürü düzenlemesindeki amacının birbirine çok yakın olan şirketlerin birleşmesinde azınlık pay sahipleri açısından ortaya çıkması muhtemel risklerin hiç mevcut olmaması veya çok önemsiz olduğu noktasında toplanmaktadır. Bu nedenledir ki normal birleşme işlemlerinde öngörülen birçok koruyucu hükmün kolaylaştırılmış birleşmede uygulanmayacağı YTTK’nın “Kolaylıklar” başlıkla 156. Maddesinde hükme bağlanmıştır.
Kolaylaştırılmış birleşmenin hangi hallerde mümkün olduğunu açıklayan YTTK’nın 155. Maddesinin 1(a) ve 1(b) fıkrasına göre “Devralan sermaye şirketinin devrolunan sermaye şirketinin oy hakkı veren bütün paylarına veya bir şirket ya da bir gerçek kişi veya kanun yahut sözleşme dolayısıyla bağlı bulunan kişi grupları, birleşmeye katılan sermaye şirketlerinin oy hakkı veren tüm paylarına sahiplerse sermaye şirketleri kolaylaştırılmış şekilde birleşebilirler.” YTTK’nın 155. maddesin 1 (a) fıkrasının uygulanabilmesi için % 100’lük pay sahipliği (oy hakkı veren) gerekmekte olup kanun maddesinin uygulamacı hukukçuları çok fazla yoracağını düşünmemekteyiz. Ancak YTTK’nın 155. Maddesinin 1 (b) fıkrasının diğer bir ifade ile aynı hakim gücün kontrolü altındaki şirketlerin birleşmesinin hükme bağlandığı bu fıkranın biraz daha uygulama ile şekilleneceği düşüncesindeyiz. Şöyle ki; söz konusu YTTK’nın 155. Maddesinin 1 (b) fıkrası incelendiğinde, hükmün uygulama alanı bulabilmesi için, tek bir kişinin ya da kişi grubunun, birleşmeye katılan iki şirketin de tüm hisselerine sahip olması gerektiği anlaşılıyor. Örneğin hissedarların tamamının aynı olduğu iki şirketteki hissedarları, “kanun yahut sözleşme dolayısıyla bağlı bulunan kişi grubu” olarak kabul edersek elbette bu iki şirket kolaylaştırışmış birleşme prosedüründen faydalanacaktır. Hatta hissedarların, her iki şirketteki sermaye oranları tamamen aynı ise kolaylaştırılmış şekilde birleşmeden yararlanılabileceği daha kolay söylenebilecektir.
Sermaye oranlarındaki farklılıklara rağmen, her iki şirketteki hâkim güç, yani şirket kontrolünü elinde bulunduran hissedarlar her iki şirkette de aynı ise bu durumda da yine kolaylaştırılmış birleşme prosedürünün söz konusu olması düşünülebilecektir. Ancak unutulmamalıdır ki, kolaylaştırılmış birleşme prosedürü YTTK kapsamında getirilen istisnai bir düzenlemedir ve bu istisnanın çerçevesi uygulama ile daha netlik kazanacaktır.
Comments